Öğrenci Lafları

Devamsızlık yüzünden son güne kadar okula gitmek = Evlat acısı.

İktidarsızlığı giderici iğne ithal edildi. İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.

Kaynanamı kaybettim görenlerin görmemezlikten gelmeleri rica olunur.

Finallerde; Önce soruya bakarım soru mu diye Sonra sorana bakarım adam mı diye. En son da büt tarihlerine bakarım yakın mı diye.

Bir insan okuldan nefret ettiği halde nasıl Üniversite hayali kurar ki. İşte biz Türkler.

7 erkek kardeşiz – Hepsi mi erkek? + Yok, abim kız.

Hocam siz buna puan demişsiniz de bu bildiğimiz ayakkabı numarası.

Aşk ağlatır sınav sövdürür matematikçi inletir.

Uzun süreli bir ilişkinin sırrı: Üç maviden uzak durun. Facebook, twitter ve skype.

Bir sınıfta herkes aynı kilodaysa; o sınıf eşit ağırlıklı sınıftır.

Sınavları düşünüyorum kitaplarım kapalı.

Milyonlarca yürek, tek bir soru: Son hafta yoklama alınıyor mu?

Sen sen ol kapı önünde aşk yapma, aşkın gözü kördür ama komsununki asla.

Üzüm üzüme, öğrenci karneye baka baka morarır.

Derste dedikodu günah diyorsun ama veli toplantısında arkamdan demediğini bırakmıyorsun hocam?

Adam üşenmemiş telefonu icat etmiş, ben kalkıp şarja takmaya üşeniyorum.

Kitabın yenisi, hocanın eskisi makuldür.

Misafirin çocuğu “Abi bilgisayar çalışıyor mu” dedi. Yok, “ev hanımı” dedim. O günden beri çocuktan haber alınamıyor.

Madem geldin dünyaya çalış fizik kimyaya.

Ders çalışırken evde gördüğüm saygıyı, hizmeti, dokunulmazlığı başka hiçbir zaman görmüyorum.

Bir kadın güzelse kork; güzel ve yalnızsa daha da kork, güzel, yalnız ve kırılmışsa hemen ölü taklidi yap.

Pazar gününden cuma gününe geçebileceğimize bir tünel kazıyorum köşeyi dönmem an meselesi.

+Okul bitince ne olacaksın? -Valla mutlu olacağım kesin.

Dünya’nın en güzel cümlesi ‘seni seviyorum.’ falan değildir. Annenin sabah, ‘bugün yorgunsan yat uyu, okula gitme.’ cümlesidir. Ama yok öyle bir dünya.

Sınava kopyasız girmek savaşa silahsız girmeye benzer.

Bu facebook âlemi çok acımasız. Duvara acılarımı dertlerimi yazıyorum, birileri de mutlaka beğeniyor. İnsanlık çok bozulmuş.

Hocam Ankara’nın bağları kovalent bağ mı yoksa iyonik bağ mı?

Sütten ağzı yanan, sütün soğumasını bekler. Olayı büyütmeye gerek yok, yoğurtla da hiçbir alakası yok.

Bugün disipline benimle birlikte gelecek ateşli saatler yaşayacak arkadaşlar arıyorum.

+ Anne yemekte ne var? – Allah ne verdiyse. – Matematikten kaç aldın? + Hoca ne verdiyse.

Öğrenciyi altın sıraya oturtmuşlar ille de teneffüs demiş.

Okulda sıranın üstüne ‘şarkı’ yazmıştım, hoca ‘bu ne oğlum’ diye sorduğunda ‘sıradaki şarkı hocam’ demiştim. Disipline gittim.

Aşk nedir biliyor musunuz? Karşındakini bulunmaz Hint kumaşı sanmanla, enayi olduğunu anlaman arasında geçen zamandır.

Madem ortak sınav, bırakın ortaklaşa çözelim.

Keşke her sabah alarm çaldığında polisler kapıyı kırıp, “yat yat yat” diye bağırsa da geri yatsak. Sabahçı olmak zor zanaat

Bu soğuk günlerde soğuktan titreyen bekârları unutmamalıyız. Lütfen herkes kapısının önüne bir kap Melis, Ceren, Begüm, Ahmet, Can, Melih koysun.

Kızlar iddialı erkeklerden hoşlanır dediler diye bir haftadır elimde iddia kuponu ile dolaşıyorum. Hiçbir ilerleme yok.

Erkeklerin “sadece sarılıp uyuyacağız” cümlesiyle, kadınların “mağazaya girip çıkacağım” sözü ölümüne kapışır.

Ders çalışırken müzik dinleyemiyorum, çünkü ders dikkatimi dağıtıyor.

Kulak küçüktür ama öğretmenin ağzını sulandırır.

Araba yarışı oynarken tuşlara daha kuvvetli bastığında arabanın daha hızlı gideceğine inanan insandan ne zarar gelebilir ki, kırmayın onu.

Derste “hep aynı parmakları görüyorum” diyen hocama; değişik olsun diye, orta parmağımı kaldırdım. Dersten attı, mağdurum!

En yakın arkadaşımın ismini telefon rehberine” yalv” diye kaydettim. Aradığın da” yalv’arıyor” yazıyor. Yine aştım kendimi.

Sınavda telefondan kopya çekmeye kalksam şarjı biter, hocam siz rahat olun.

+ Anne sınavdan 90 aldım.- Komşunun çocuğu 100 almış. + Anne komşunun çocuğu, annesinden 200 tI harçlık almış.- Elalem bizi ilgilendirmez yavrum.

Ey Türk kızı istediğin kadar cool ol. Metal, pop, rap dinle. Kına gecende yüksek yüksek tepeler çalacak.

Dün annemin yanına gittim oturdum. Ne oldu bilgisayarın mı bozuldu dedi. İyi kadın ya halden anlıyor.

Bilmemek ayıp değil, yeter ki çaktırma.

Hocaya senin değerini sordum dünyalara bedel dedi, Dünya’nın değerini sordum beş para etmez dedi.

Ben o karneyi almak istemiyorum. Okula hediyem olsun. Benim için ağaçlar kesilmesin.

İlla hayattan bir ders çıkarılacaksa ilk matematiği çıkaralım bence.

Otobüste ayağa kaktığımda yanımdakinin “inecek misiniz?” sorusuna “Yoo donumu düzelticem” deyip tekrar oturmak istiyorum.