Sevgiliye Ayrılık Mesajları

2025 yılında Sendeyim.com.tr olarak sizler için en güzel Sevgiliye Ayrılık Mesajları derlemelerini hazırladık. Bu Sevgiliye Ayrılık Mesajları ile duygularınızı kısa, anlamlı ve etkileyici sözlerle ifade edebilir, sevginizi en özel şekilde dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook, X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizi etkileyebilir ve beğeni toplayabilirsiniz.




Ayrılık vaktiyse duvarda çalan saatte bir klik vururuz yüreğimize. Ölümse soluyan ensemizde derin bir nefes çekeriz içimize.
En çok da en zor zamanımda sana ihtiyacım olan bu sessiz gecelerde terk etmen koydu.
Aşkım ne zaman dağlar sahili, mehtap geceyi, dünya dönmeyi unutursa, bende seni o zaman unutacağım.
Şunu bilmelisin ki ben hava soğuyunca değil, senden soğuyunca üşüdüm. Elveda.
Giderek daha çok seviyorum seni demişti. O yüzden gitti demek ki.
Bu saatten sonra sende fırtına dahi kopsa paşam, bende yaprak bile oynamaz inan.
Birini kaybetmek istiyorsanız onu çok sevin yeter.
Anlamaz ki seni anlamış olsaydı şimdi yanında olurdu. Uzaklık insanın içindeki yalnızlık da gizlidir.
Unutma! Nasıl sensizliği ben yaratmadımsa tadacağın bensizlikte benim eserim olmayacak.
Zaman değilmiş gideni geri getiren, aslında zamanmış, var olanı götüren.
İşte gidiyorum, bir şey demeden, arkamı dönmeden, şikâyet etmeden. Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden, yol ayrılmış, görmeden gidiyorum. Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde, yürüyorum sanki senin yanında, sesin uzaklaşır her bir adımda, ayak izim kalmadan gidiyorum.
Çeker gideriz be gülüm kime ne. Gidişinin hüznü gözlerimde, acısı yüreğimde kaldı, gel de dindir bu ıstırabı.
İlişkiler başladığı günden itibaren bitmeye doğru yol alırlar. Yani her ilişkinin bir son kullanma tarihi vardır.
Batık bir gemiymişiz aşk limanında… Kader bu deyip de avutma beni ayrılık kapımızda… Senden son dileğim beni unutma.
Her gecenin güneşle gelen o ilk ışığı parlaklığı varsa elbet gidenin de bir gün mutlaka dönüşü olacaktır ama sabır.
Görmeden varlığına inandığım ve içimde yaşattığım sadece Allah var, gidersen unutulursun o kadar.
Giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir ben gideni değil giden beni kaybetmiştir.
Bir gün herkes gider mi acaba. Evet, sen kalbinde büyüttükçe, onlar da büyürler ve sığamayacaklarını anlayınca giderler.
Gelen bir şey katmaz artık bana, giden de hiçbir şey eksiltmez. Gel ya da gelme sevgili, artık benim için hiç fark etmez.
Bazen öyle konuşacaksın ki, karşındaki cevap veremeyecek. Bazen de öyle bir susacaksın ki karşındaki konuşmaya cesaret edemeyecek.
Sen gittiğin an ben daracık sokaklarda ıssız çöllerden geçerek sana gelme umuduyla koştum ama her arkamı dönüşümde sen yoktun.
Giderken ardına bakma, yakışır bir veda olsun. Hayatımı mahvettin ama güzel roldü helal olsun.
Kötü diye bir şey olmasaydı, cehennem boş kalırdı. Sen beni kırmasaydın, bu can uğruna fedaydı.
Elveda dercesine bakan gözlerine eyvallah dercesine çeker giderim be güzelim.
Ben ne aşklar yaşadım ne vedalar ettim ne kızgın çöllerinde yürüdüm aşkın, senin kor dudakların vız gelir güzelim.
Vazgeçersin bazen, sevmediğinden değil, yorulduğundan.
Tek bir bakışla tutuşmaya hazırdım oysa. Düşlerinin mahpusunda bir ömür yatmaya. Hadi! Hazırım yok olmaya.
En acı şey ayrılıktır ve ölmektir ben bunu çok iyi anladım. Sevdiğin insana o kadarda güvenme! Gün gelir bakarsın arkandan vurur.
Ya bir gün karşılaştığımızda düşman gibi değil de pişman gibi bakarsak? Hiç Düşündün mü?
Hiçbir ayrılık benim ecelime hükmedemez… Ben gelen ile doğmadım ki giden ile öleyim.
Ben senin yaşadığın gizli bir macerayım, anlatılmaz bir roman, kapanmaz bir yarayım, sığındığın limanlar unutturamaz beni, ben senin yüreğinde en büyük fırtınayım.
Mutlu iken söz verme, üzgün isen cevap verme, öfkeliysen de sakın karar verme… Yoksa üzende sen olursun üzülende.
Şimdi şöyle; sen ölmüşsün, ben mezarına gelincikler dikiyorum. Bundan sonrası bir ölünün bir ölüye merhamet duyması.
Ben hayatı rakı niyetine içtim, kafayı meze niyetine yedim, hani sarhoşluk kötüydü, sevdiklerimi hep ayıkken kaybettim.
Canımı acıtan ne biliyor musun “Ben senin mutluluğunu istiyorum” dedi ve aldı gitti.
Senin, çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara bere içinde olsun dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Sevmenin erdemi, aşkın görkemi, mutluluğun gözleri ve seni özlemenin hazzını yaşattın sevgili, yolun açık olsun.
Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldı, göz kirpimi kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydı. Kalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı.
Gidişin bir ambulansın siren sesine benziyordu yol vermekten başka çarem kalmadı.
Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam aşkımın küçüklüğüne değil, çaresizliğimin büyüklüğüne inan.
Seni anlata anlata bitiremediğim insanlara sonra bir de beni sebepsiz terk edip gidişini anlatmak zorunda kaldım.
Adını kalbime aşkla kazımıştım boş ver aldırma belki bir gün silerim. Güzel bir rüyayı gerçek sanmıştım. Seni sevdiğim için özür dilerim.
En mutlu gününde yanında yoksa onunlayken bile onsuzluğu yaşıyorsan bil ki terk edilmişsindir yalnızlığı yaşıyorsun ama bilmeden.
Unutmak zaman ister demiştim, yanılmışım. Zaman değil yürek istiyormuş. O da sende kaldı.
Ayrıldık işte her şey dilediğince olsun pişmanlık gözyaşlarına on numaralık gülüşüm koysun.
Lades bitti, artık aklımda değilsin.
Gidenin arkasından nokta koyacaksın ki gelenin ismi büyük harfle başlasın.
Geleceği benimle karanlık görüyorsan, umutların solmuş yüreğinde. Hadi git beni hiç düşünme eğer mutlu olacaksan çeker giderim, sen mutlu olacaksan ben çekerim.
Üstüne basarak söylemiştim seni seviyorum diye. Sen ise üstüme basa basa gitmeyi tercih ettin.
Rüzgâr ve martı sordular seni, neredesin? Nasıl derim terk etti, bırakıp beni gitti? Anladılar ki aşkımız bitti. Alay ettiler benle hep, sen oldun bunlara bak sebep. Martı dedi: gördüm onu belinde erkek kolu. Rüzgâr güldü halime, dedi: gidelim, düş önüme. Gidemem, dinle martıları. Bitmiyor alayları.
Ayrılık dilinden ne olur sanki sen gittin ellere ben de ölüme.
Hayat öyle bir noktaya getirir ki insanı, eskiden “hiç bitmesin” dediğin günlere, keşke hiç yaşamasaydım dersin.
Ekmeğime hoşça kal sürdün ya sen, ben şimdi ‘aşk’ karınla; sana, ne şiirler yazarım.
Acının umutları yok ettiği anda, umutları yeşertecek bir sevgiye ihtiyaç duyarsan ben hep o bildiğin adresteyim.
Gidiyorsun! Umarım aldığın karar seni pişman etmez kendine. Umarım doğruya dosdoğru gidersin. Yanıldığını anladığın an geri dön. Seni buralarda bekliyor olacağım. Sadece çok gecikme. Belki yine buralar da olurum ama buralar eskisi kadar burası olur mu bilemem.
Gelme çocuk! Benim denizimde yüzemezsin sen, kolların kısa kalır dalgalarıma, ölürsün çocuk! Bulaşma yalnızlığıma.
Pencere kapandı ömür sahnemde, artık bana elveda.
Evet, acı çekiyorum, evet çok özlüyorum. Evet, ulan evet onu unutamıyorum. Kime ne? Sormayın artık bana nasılsın? Diye. Boş verin, ben iyiyim işte.
Biliyor musun be arkadaşım bazen merhaba diyemediklerimize hoşça kal diye fısıldarız.
Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda, ardımda bir yürek yükü rüzgâr. Ne zaman sevmeye koyulsam, doğrulup çoğaldı ayrılıklar.
Yolumdan dönemediğim için değil seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Hoşça kal.
Sende haklısın be sevgili ucuz yüreğine ben pahalı geldim. Şimdi gidiyorum elveda sana.
Kaldır kadehi sevgilim! Varsa şerefine yoksa gidişine. Ben huzur istedim, sen kusur. Şimdi bensiz kudur.
Gitmek istiyorsa, bırak gitsin! Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olmuş ne yazar?
Ne çıkar terk ettiyse, bırakıp da gittiyse. Kolayı var arkadaş, sende ona gülersin onun yaptığı gibi başkasını seversin.
Gittin de ayrıldık mı sanıyorsun? Sen orda sigaranı yakarsın, külü benim içime düşer.
Ay doğarken bir söğüdün arkasından, gül yüzünde sisli bir esintiyle, akşamın göçüsüne hüzün serperek ve yağmurdan geceye perdeler çekerek beni düşün unutma.
Bir gün herkes gibi olmadığımı anlayacaksın; ama o zaman sen benim için herkes gibi olacaksın.
Allah’ım beni öyle bir son bahar ayazında canımı al ki, sevdiğim mezarıma koyacak tek bir gül bile bulamasın.
İnsan bir kere hata yapar, ikinci kez de yapar ama bil ki eğer üçüncü kez yaparsa onun bağı sende kalmamış demektir.
Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgârın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle.
Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey; hiç değmeyecek olan kişilere yüreğimin değmiş olması

Diğer Güzel Sözler Yazıları