Cemil Meriç Sözleri

2025 yılında Sendeyim.com.tr olarak sizler için en güzel Cemil Meriç Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu Cemil Meriç Sözleri ile duygularınızı kısa, anlamlı ve etkileyici sözlerle ifade edebilir, sevginizi en özel şekilde dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook, X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizi etkileyebilir ve beğeni toplayabilirsiniz.




Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi!
Vakit geçmiyor diye şikâyet ederiz. Neyin geçmesini istiyoruz? Hayatın. Ve hepimiz ölümden korkarız.
Evladım bu ülkede sağcı solcu ilerici gerici yoktur. Namuslular ve namussuzlar vardır. Siz namuslulardan olunuz. Göreceksiniz, çok kalabalık olacaksınız.
Her toplum bir kitaba dayanır: Ramayana, Neşideler Neşidesi veya Kur’an: Senin kitabın hangisi?
Aydın olmak için önce insan olmak lâzım. İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur, maruz kalmaz, seçer. Aydın kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yapan; ‘uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs.
Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.
İngiliz holigandır. Bir millet değil de bir yığın. Yığın düşünmez, maruz kalır. Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince aslanlaşır, nöbet geçirince her mukaddesi unutuverir.
Kitap, zekayı kibarlaştırır.
Tarihi yaratan, fertle yığın arasındaki anlaşmazlık.
Değişiklik olmayan yerde, hayat yoktur. Keşke düşünceler de insanlar kadar çoğalabilse.
Namaz kılan bir toplumun psikolojiye, zekât veren bir toplumun da sosyolojiye ihtiyacı yoktur.
Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü.
Sol ve sağ. Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit.
Her büyük adam kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır.
İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır.
Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına her şeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı!
Kendini tanımak, marifetlerin marifeti.
Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi.
Her çağ kendi kelimelerini söyletmiş kelimeye; her demagog kendi yalanlarını.
Güneş ülkeleri aydınlatır, sözler milleti.
O kadar yalnızdım ki karanlıklardan İblis ‘in eli uzansa minnetle sıkardım.
Dahi, münzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen. Zirveden zirveye akseden şarkı.
Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütün üzerinde duruyor; süngü, açlık, fuhuş.
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir?
Aydınların aydınlatmadığı halkı, soytarılar aldatır.
Bizler ki aynı kitaba baş eğmiş insanlarız. Bizden ala akraba mı olur?
Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır.
Türk aydını yangından kaçar gibi uzaklaşıyor memleketten. Hayır kirlettiği bir odadan kaçar gibi.
Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde.
Deha tabiatın en tehlikeli armağanı.
Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek.
Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza.
Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.
Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız.
Kültür, kaypaklığı, müphemiyeti ve seyyaliyetiyle Avrupa’dır. Tarif edilmeyen, edilemeyen bir kelime.
Aşk bir teslimiyettir bir eriyiştir. Yeniden doğmak için uyanıştır. Aşkın bütün sırrı iki kelimede varlığından soyunmak.
Bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir.
Kelime: Senin yıldızların kelimeler söyle raks etsinler alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin. Kelime ormanda uyuyan dilber; şair uzaklardan gelen şehzade. Öyle seveceksin ki kelimeleri, sana yetecekler. Yıldızlar Tanrı’ya yetmiş mi? Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve muhterem. Gönülden gönle köprü, asırdan asra merdiven. Kelime kendimi seyrettiğim dere. Kelime sonsuz, kelime âdem.
Biterek ölmek güzel şey, başlamadan ölmek korkunç.
İdeolojiler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri.
İnsanlar hür doğarlar, eşit haklara sahiptirler; hiçbir hülya bana bu kadar çocuksu, bu kadar anlamdan yoksun gelmemiştir.
Hayat herkesin yaşadığı, kimsenin yaşamaktan hoşlanmadığı komedya.
Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür.
Artık herhangi bir hayale kucak açamayacak kadar yorgunum.
Polemik zekaların savaşıymış. Zekalar birbiriyle savaşmaz. Kinlerin, peşin hükümlerin, gizli çıkarların savaşı, polemik. Eski bir inancı yok etmek isteyen yeni bir düşüncenin savaşı. Ve her mübariz kendi cephesinde muzaffer.
Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz’ laştıranlardır.
Yığın düşünmez, maruz kalır.
Gerçek hükümdarlar, ebedi hükümrandırlar. Hazineleri yağma edildikçe zenginleşirler.
Yaşayanları yöneten ölülerdir. Demek ki öldürülmesi gereken ölüler de var.
Ormanı görmedin. Ağacı görmedin. Rüzgârın önüne savurduğu birkaç kuru yaprağı insan zekasının bütünü sanıyorsun.
Tabular tabular! Her adımda şuura dur emrini veren bir jandarma neferi. Her kapının arkasında, elinde bıçak, bekleyen bir harem ağası. Düşünme! Düşüneni iftiranın ve sefaletin lağımında boğduktan sonra ellerimizi yıkayıp, efendim bizde filozof yetişmiyor diye ah u vahlar.
Bir ideal için ipe çekilmek, ölümlerin en güzelidir.
İnsanlık daima kötü oyuncaklar peşinde koşan bir çocuk.
Acıları dev aynasında büyüten rezil bir hassasiyetim var.
Mütercim, mutlak’ı arayan bir çılgın, “felsefe taşı”nı bulmaya çalışan bir simyagerdir.
Düşünceye cazip ve parlak bir biçim vermek küçültür düşünceyi. Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır. Kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez.
Hiçbir zafer umulanı getirmez, hiçbir bozgun mutlak değildir.
Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir.
Cinayete ses çıkarmayan caninin suç ortağıdır.
Sağ ve sol: Anladım ki bu iki kelime, aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir.

Diğer Güzel Sözler Yazıları